(İsrail’in Gazze’de anlamını değiştirdiği kelimeler üzerine alfabetik olmayan bir sözlük denemesi)
UN: Yıllardan beri İsrail’in haklarını korumak için
kurulmuş gibi duran, kifayetsizliğiyle ezilen ülkeleri öfkelendiren ancak
İsrail edepsizliği karşısında onun bile hakkını savunmanın bize düştüğü
uluslararası organizasyon.
UNRWA: Pek bir işlevi yokmuş gibi görünen ama İsrail
hedefe koyup faaliyetlerini imkânsız hale getirince aslında Gazze’de epey yük
kaldırdığı anlaşılan UN organizasyonu.
Holokost: Yahudilerin geçmişte mağduru, İsrail’in
şimdide zalimi olduğu; bir halkı yok etmek için uygulanmış ve yeniden
uygulanmakta olan soykırım yöntemi.
Kendini Savunma Hakkı: Sürekli, yoldan çıkmış bir
şekilde etrafına saldıran İsrail’in bu çirkef eylemleri yaparken sahip olduğunu
iddia ettiği hak.
Yerleşim: İsrail’in, Filistin topraklarını işgal
ederken kullandığı ahlaksız yöntem.
Yerleşimci: Bir Filistinlinin evine, toprağına yıllardan
beri çirkef biçimde el koyan siyonistlerin arsızlıklarını örten sıfat.
Kınama: Birçok dünya ülkesinin BM toplantılarında
hiçbir yaptırımı olmadığı halde veto ettiği, en hafif eleştiri biçimi. Aynı
zamanda İsrail’in, yaptığı akıl almaz zulümlere rağmen; insanlar, ülkeler
tarafından hala desteklenip desteklenmediğini anlamak için ileri sürdüğü şantaj
kartı.
Yer Değiştirme: (Sürgün etme fiili için ne kadar da
nazik bir tabir değil mi?) İsrail’in Gazzelileri, burada değil de şurada
öldürmek için kendi kendine oynadığı çirkin, acımasız, şerefsiz oyun.
Güvenli Bölge: Yer değiştirmeler sırasında İsrail’in
saldırmayacağını, oraya gidenlerin güvende olacağını iddia ederek toplanma
sağlamak ve katliam yapmak için söylediği yalan.
Okul: İsrail hepsini yıktığı için çadırlarda drone
gürültüleri ve ölüm tehdidi altında gönüllü öğretmenler tarafından çocukları
hayata bağlayabilmek için kurulmaya çalışılan eğitim yeri.
Mezun: Gazze’deki okulların, hiçbir seviyesinden bir
yıldır veremediği okul bitirme durumu.
Çocuk Felci: Çocukları bizzat öldürmek isteyen
İsrail’in aşı kampanyasını kabul ettiği, korkunç hayat şartları nedeniyle
ortaya çıkan ve yayılan bulaşıcı bir hastalık.
Aşı: İsrail’in; küvözlerde, sokaklarda, sığındıkları
BM binalarında, mülteci kamplarında, camilerde, kiliselerde, sokaklarda, yardım
sıralarında her gün onlarca çocuğu öldürürken, kudurgunluğuna, nedeni
anlaşılamayan üç günlük ara vermesine sebep olan yaygın bir hastalık önleme
uygulaması.
Karpuz: İsrail’in sadece insanları, hayvanları değil
doğayı da düşman bellediğinin kanıtı, direnişin sembolü haline gelen bir meyve.
Zeytin: Gazzeliler yiyemesin, üretemesin diye
İsrail’in Filistin’i yok ederken yüzlercesini katlettiği barışın sembolü, kadim
bir ağaç.
Zahter: İsrail’in Filistinlilerin temel
baharatlarından olduğu için toplanmasını yasakladığı, bulunmasını
zorlaştırdığı, Filistin’le özdeşleşmiş bir çeşit dağ kekiği.
Meyve: Bütün çocukların yemeyi çok sevdiği,
Gazze’dekilerin bir yıldır bulamadığı yiyecek. Dedesinin “ruhunun ruhu” Rim’in
ya da İsrail’den kaçmaya çalıştıkları arabada yardım beklerken İsrailli
katiller tarafından katledilen Hind Recep’in inci beyazı küçük dişlerinin iz
bırakamayacağı elma da bir meyve.
Ekmek (KHubz): İsrail’in yıktığı Gazze’de, üretimi
yapılamayan, yardım kuruluşları tarafından dağıtılmaya çalışılırken sıradaki
insanlara ateş açılması nedeniyle kana bulanan temel gıda maddesi.
Açlık: Hz. Ömer’in halifeliği döneminde, yaşlı bir
kadının torunlarına taş kaynattığını görüp kendisini sorgulamasına sebep olan,
Gazze’de küçücük çocuklar bir lokma ekmek için gözyaşı dökerken, metrelerce
yürümek zorunda kalırken, saatlerce sıra beklerken İslam ülkelerinin çözüm
üretmediği bir yokluk hali.
Ambulans: Trafikteki geçiş önceliğine benzer şekilde
İsrail’in bombalamalarında hedef önceliği olan, saldırılardan yaralı kurtulanların
hastane yolunda İsrail ordusu tarafından içinde öldürüldüğü araç.
Hastane: Gönüllü birkaç doktorun çeşit çeşit dram ve
imkânsızlık içinde, bazılarının kendi yakınlarını ölü ve yaralılar arasında
bulduğu halde sağlık hizmeti vermeye çalıştığı, İsrail nezdinde hiçbir
dokunulmazlığı olmayan sağlık kuruluşu.
Küvöz: Bir nedenle erken doğmuş bebeklere hastane
ortamında anne karnı güvenliğini sunması için tasarlanan ancak İsrail’in
enerjisini kestiği, konumlandırıldıkları hastaneleri bombaladığı için mezar
olan tıbbi alet.
Şok: Gazzelilerin normal hayata dönemedikleri için
atlatamadıkları, hayat tarzı olarak bir yıldır içinde bulundukları duygu
durumu.
Ölüm: Gazzelilerin bir kurtuluş olarak Allah’tan
diledikleri dünya hayatının son bulması hali.
Boykot: Gazze’nin hatırına yapılabilecek en hafif, en
küçük kişisel eylemken birçok insanın dikkate almaya, hatırlamaya dahi üşendiği
tavır.
Ticaret: İsrail’le yapılmasına bir türlü engel
olunamayan aşağı yukarı bütün İslam ülkelerinin dünya imtihanı.
Cesaret: İslam ümmetinin uzun yıllardır ara ara bulup
hemen kaybettiği, Filistinlilerin ve Gazzelilerin sadece İslam ülkelerine
değil, dünya halklarına hatırlattığı duygu.
Filistin Kefiyesi: Bütün dünyada direnişin, onurun,
cesaretin deseni, rengi, sembolü, bayrağı.
https://www.hertaraf.com/koseyazisi-esra-duru-gazze-nin-kelimeleri-4360
Esra Özer Duru, Ankara, 2.11.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder