Detaylar…
Sırtınızı yaslayacak bir duvarınız, başınızın üstünde bir
çatınız olması haktır.
Tepenize bombaların yağmasından korkmadan, gecenin, drone
sesleriyle işgal edilmemiş sessizliğine uykunuzla teslim olup uyuyabilmek
haktır.
Aynı yatakta uyuduğunuz kardeşinize korkudan değil,
muhabbetten sarılmak haktır.
Okula gitmek, okuldan dönünce evinizi ayakta ve ailenizi sağ
bulacağınızı bilmek haktır.
İçmek ve yıkanmak için temiz su bulmak haktır.
Çocuklara bez, yetişkinlere ped bulmak haktır.
Bütün ihtiyaçlarınızı pazarlardan, marketlerden uygun bir
bedel karşılığında temin etmek haktır.
Mahalleliyle camiye vakit namaza ya da haftalık ayin için
kiliseye gitmek haktır. Siz oradayken ibadethanenizin başınıza yıkılmayacağını,
bir sonraki ibadet için orada olacağını bilmek haktır.
Hastanızı; yakılacağından, basılacağından, patlatılacağından
korkmadan hastaneye götürmek, ziyarete gitmek haktır.
Doktorunuzu; biraz sonra öleceğinden, can güvenliği olmadığı
için gitmek zorunda kalacağından endişe duymadan değiştirebilmek haktır.
Defnedecek bir cenazenizin olması ve şehirde her yerin
mezarlığa dönüşmesi değil de belli bir mezarlığınızın bulunması haktır.
Aynı gün ailenizden, komşularınızdan onlarca insanı bombardımanda
kaybetmek ve onların arkasından gözyaşı dahi dökmeye vakit bulamamak değil,
hayatın akışında sırası geldiği için kaybettiğiniz yakınınızın matemini
tutabilmek haktır.
Şehir içinde; bulunduğunuz yerin bombalanacağı küçük el
ilanlarıyla bildirildiği ya da sürekli tehdit altında olduğunuz için değil de
piknik yapmak, bir dostu ziyaret etmek, ders çalışmak amacıyla kütüphaneye
gitmek için canınız hangi ulaşım aracını istiyorsa onunla yer değiştirmek
haktır.
Siz çıktıktan sonra evinizin, evde sakladığınız kıymetli
eşyalarınızın, mahremiyetinizin talan edilmeyeceğinden emin olmak, o eve geri
dönebileceğinizi bilerek anahtarınızı çantanıza atmak haktır.
Sıra arkadaşlarınızın cenaze namazlarına katılmak değil, hep
birlikte mezuniyete katılmak haktır.
Çocuk halinizle yaşadığınız kötülükleri dünyaya duyurmak
için değil, eğlenmek için video çekmek haktır.
Yanınıza yükte hafif pahada ağır ne varsa almaya çalışmak
yerine sadece gün içinde ihtiyacınız olan şeyleri almak haktır.
Saçlarınızı bakamadığınız için değil, canınız kestirmek
istediği için kestirmek haktır.
Şehrinizi yıllar boyunca aralıklarla yeniden inşa etmek
zorunda kalmak değil, kadim bir uygarlığın yadigârlarına sahip çıkmak haktır.
Çöplerinizin toplanması haktır.
Çağırdığınız ambulansın bir saldırıya uğramadan size
ulaşması haktır.
Düğmeye bastığınızda elektrik, ocağı çevirdiğinizde gaz
bulmak haktır.
Evladınızın parçalarını toplamak yerine, sağa sola dağıttığı
oyuncakları o uyurken sevgiyle toplamak haktır.
Babanızın ekmek aldıktan sonra eve geleceğini bilmek haktır.
Eve yiyecek bir şeyler getirmek için değil, yaramazlık
yapmak için sokak sokak dolaşmak haktır.
Bir saatliğine baktığınız kardeşinizi annenize teslim
ettiğinizde oyuna dönebileceğinizi bilmek haktır.
Yaşadığınız acılar karşısında komşu ve dost ülkelerin
yardımını ummak, yardım etmeyenlere sitem etmek haktır.
Düşmanınızın dahi saygı duyabileceği hukuki/insani bir sınır
olduğunu bilmek haktır.[1]
Esra Özer Duru, Ankara. 28 Mayıs 2024.